Gülbaba Hazretleri Yozgat'ın Güllüce köyünde doğmuştur. Asıl adı Halım Baba'dır. Köyün ismi daha sonra değişerek Karga, daha sonrada Yeşilova olmuştur.
Gülbaba Yeşilova köyünde okuma yazması olmayan bir derviştir. Gülbaba Gedik Hasanlı Mehmet Şakir Efendi Hazretlerini ziyarete giderek orada bir müddet kalır. Gülbaba Hazretlerinin okuma yazması olmadığı için burada irticalen şiir okur. Şakir Hazretlerinin mühabbet halkalarının birinde miraciye okur.
Şakir Hazretleri:
- Ah Evladım! Aşk olsun sana bizim kitaplardan okuyarak öğrendiğimizi sana hangi kitaptan okuttular.
diyerek Gülbaba Hazretlerini övgüsüne mazhar kılar.
Gülbaba Hazretlerinin pek hususi halleri görülür. Bir gün bir grup genç Gülbaba Hazretlerine şaka yapmak isterler.
Tabutun içine bir arkadaşlarının yatırırlar ve Gülbaba Hazretlerinin yanına gelerek cenaze namazı kıldırmasını isterler.
Gülbaba Hazretleri gençleri başından savmak istese gençler ısrar ederek cenaze namazı kıldırmasını isterler.
Gülbaba Hazretleri:
-Peki o zaman ölü niyetine mi, diri niyetine mi?
diye sorar.
Gençler de;
- Olur mu? Gülbaba diriye cenaze namazı olur mu ?
diye karşılık veririler.
Gülbaba hazretleri İmam, gençlerde cemaat olurlar ve ölü niyetine cenaze namazı kılarlar.
Namaz sonrası tabutu açtıklarında tabutun içinde yatan arkadaşlarının öldüğünü görerek büyük bir hata yaptıklarını anlarlar. Ama, iş işten geçmiştir. Bu duruma Gülbaba Hazretleri çok üzülür. Karga köyünü terk eder. Gülbaba Hazretlerini tanıyan bir Osmanlı Paşasının yolu Yozgat'a düşer. Osmanpaşa 'da ki Demirci Sultan Türbesini ziyaret eder. Oradan Gülbaba Hazretlerinizi ziyaret etmek için Güllüce Köyüne giderken yolda bir adama rastlayınca ona Gülbaba Hazretlerini sorar. Adam da olanı biteni anlatarak Gülbaba Hazretlerinin köyü terk ettiğini söyler. Paşa:
-Bu olacak iş mi? Bu köyün gülü gitmiş kargası kalmış
diyerek dönüp gider.
Böylece; Güllüce olan köyün adı Karga olarak kalır.
Gülbaba Hazretlerinin 93 harbine katıldığı söylenir. Bu harpte aldığı yara ile gazi olarak döndüğü Ankara'da şimdi ki meftun olduğu yerde şehadet eder.
1961 yılında yol açma çalışmaları sırasında, greyderin bıçağının belli bir yerde kalması, bütün zorlamamalara rağmen ilerliyemesi üzerine yetkililer durumu üst makamlara intikal ettirmişlerdir. Zamanın Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Tuğ General İrfan Baştuğ'un bizzat eşlik ederek greyderin üstüne çıkarak hareket emri verdiği halde greyderin ilerleyemediğini ve bıçağının kırıldığını görenler hayrete düşerek çalışmaya bir kaç gün ara vermek zorunda kalmışlardır. Sonradan greyderin ilerleyemediği o kısım işçiler tarafından kazılarak açıldığında Gülbaba Hazretleriyle karşılaşılır. Derhal Hacı Bayram Camiinden hocalar çağrılarak, mezar dualarla kapatılmıştır. Etrafı da emniyete alınarak türbe haline getirilmiştir.
O günden beri Gülbaba Hazretlerinin Türbesi Ankara'lıların büyük ilgisini çekmektedir.
Gülbaba Hazretleri hakkında pek fazla bilgi bulunmamakla beraber, bir rivayete göre;
Külahında daima bir gül taşıdığı için Gülbaba lakabıyla tanınmıştır.1531 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın daveti üzerine Budin'e gönderilmiş, orada bir tekke kurarak, Bektaşi hoşgörüsü ile orada Budin halkının sevgilisi haline gelmiştir. 1541 yılında 1 Eylül günü Bud,in savaşında şehir düşmüştür. Macaristan'da da türbesi bulunmaktadır.
0 Comments
Yorum Gönder