bismillah.png-Zikir-kuranbahcesi.blogspot.com
Zikir, Allah'ı zihinde tutmak, dil ile belirli kelimeleri tekrar etmekle birlikte, söz, tutum ve davranışlarımızla Allah'ın rızasını kazanma çabasıdır.

Zikir, nefsimizi islah etme, iyilik ve hayır yolunda olma, huzur ve mutluluğa ulaşma gayretidir. Zikri kendisine şiar edinen bir kimse yaradılış gayesini unutmaz, Kur'an ve sünnete uygun bir hayat sürer.

Zikir, "Yalnız beni anın ki ben de sizi anayım." (Bakara, 2/152) ayeti dikkate alınarak Allah'ın kulunu anması şeklinde de anlaşılmıştır.

Yine ibadetlerin sıhhati için belli şartlar gerektiği halde zikir için hiçbir şart ileri sürülmemiştir. Gece gündüz, ayakta, oturarak, yatarak, abdestli, abdestsiz zikir yapılabilir.

En faziletli zikir kalp ve lisanla birlikte yapılan zikirdir, yani dilin kalpte olanı ortaya koymasıdır. Daha sonra kalp ile ve ardından da dil ile yapılan zikir gelir. 

Allah'ı anmanın, besmele, takdis, tesbih (subhanallah), hamdele (elhamdülillah), tekbir (allahüekber), tehlil (la ilahe illallah), havkale (la havle vela kuvvete illa billah), istiğfar ve salavat şeklinde ki ifadelerle yapılması mümkündür.

Canlıların alıp verdiği her nefes onların zikri olarak kabul edilmiştir; çıkan ve giren her solukta Allah'ın ismi vardır. Bu da "he" sesidir. İnen "he" nin kaynağı arş, çıkan "he" nin kaynağı kalptir.

Kur'anı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır:

"Ey iman edenler. Allah'ı çokça zikredin. O'nu sabah akşam tesbih edin." (Ahzab, 33/41,42) Peygamber (S.A.S.), her işine Allah'ın adı ile başlardı. Elbisesini giyerken, evine girerken, evinden çıkarken, bineğine binerken Allah'ı anardı. Uyumadan önce de, uyandıktan sonra da Allah'ı zikrederdi. 

Yine Kur'anı Kerim'de: 

"Bilesiniz ki kalpler ancak Allah'ı zikretmekle huzura kavuşur." (Ra'd, 13/28)

Zikir, Rabbimize kulluğumuzun ve sadakatimizin bir ifadesidir. Manevi berekete açılan kapıdır. Kalbimizin gıdası, gönüllerin huzur kaynağı ve derdimizin devasıdır. Müminin yuvası zikirle huzura kavuşur. Rabbimizin rahmetine huzurla kavuşur, O'nun muhabbetine zikirle mazhar oluruz. Dünya ve ahiret selametine zikirle kavuşur, gafletten zikirle uyanır, vesveselerden zikirle kurtuluruz. 

Kur'anı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:

"Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken Allah'ı zikredeler. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür eder, düşünürler." (Ali İmran, 3/191)

Hadislerde de zikrin önemine işaret edilmiş, zikir halkaları cennet bahçesine benzetilmiştir. En hayırlı amelin Allah'ı zikretmek olduğu, zikrin altın ve gümüş infak etmekten, düşmanla savaşmaktan bile üstün olduğu kaydedilmiştir. (Tirmizi, İbn Mace

Zikretmeyen dil görmeyen göz, işitmeyen kulak, tutmayan el gibidir.

Nitekim; Peygamber Efendimiz (S.A.S) şöyle buyuruyor:

"Rabbini zikreden ile zikretmeyenin durumu, diri ile ölünün durumu gibidir." (Buhari)

Öyle ise; Rabbimizin rızasını, yardımını ve affını umarak her daim O'nu zikredelim. Güzel isimlerinden Ya Allah, Ya Rahman, Ya Rahim, Ya Selam isimlerini dilimize tesbih ederek zikrimizi eda edelim. Bir ismi de zikir olan Kur'anı Kerim'i okuyalım, anlayalım ve yaşayalım.