img.jpg-Davut Aleyhisselâm-kuranbahcesi.blogspot.com
İsrailoğullarına gönderilen ve kendisine Zebur verilen peygamber.

Davud Aleyhisselâm; kısa boylu, hastalıklı, ak tenli, mavi gözlü, ince bacaklı, kırmızı yüzlü ve az saçlı idi.

Gür ve güzel sesli, temiz kalpli, güzel huylu ve çok anlayışlı idi. babası  İşa'nın, (Yesse) Davud Aleyhisselâm'dan başka   on iki oğlu daha vardı. Davud Aleyhisselâm, kısa boylu ve çelimsiz vücutlu olduğu için, babası İşa onu, hor görür, insanlar arasına çıkarmaktan utanır ve ona davarlarını güttürürdü.

Davud Aleyhisselâm, bir gün babasının yanına gelip;

-"Ey  Babacığım! Ben şu sapanımla attığım her şeyi, muhakkak vuruyor ve yere düşürüyorum." dedi. 

Babası:

-"Ey oğulcuğum! Seni müjdelerim; Allah senin rızkını sapanın içine koymuştur." dedi.

Davud Aleyhisselâm, başka bir gün yine babasının yanına gelip;

-"Ey Babacığım! Dağlar arasına girdiğimde, yuvasında duran bir aslana rastladım. Hiç korkmadan onun üzerine binip kulaklarını tuttum." dedi.

Babası:

-"Müjdelerim seni oğulcuğum. Hiç şüphesiz bu da, Allah'ın sana verdiği bir hayırdır." dedi.

Davud Aleyhisselâm, yine başka bir gün yine babasının yanına gelip;

-"Ey Babacığım! Ben dağların arasında yürüyüp giderken, Allah'ı tesbih ediyor (Subhanallah) diyorum."

Bütün dağlarda benimle birlikte Allah'ı tesbih ediyor (Subhanellah) diyorlar." dedi.

Babası: 

-"Müjdelerim seni ey oğulcum! Hiç şüphesiz bu da, Allah'ın sana verdiği bir hayırdır." dedi.

Davud Aleyhisselâm'ın babası çok yaşlı bir ihtiyardı. 

Davud Aleyhisselâm'ın kardeşleri,  Calut'la savaşmak üzere, Talut'la birlikte gitmişlerdi. 

Davud Aleyhisselâm ise, babasının davarlarını gütmek üzere, geride kalmıştı.

Davud Aleyhisselâm, davarlarını yayarken, kendisine bir ses geldi ki;

"Ey Davud! Sen Calut'u öldüreceksin! Sen, şurada durup ne yapacaksın? Haydi, davarlarını Rabb'ine emanet et de, kardeşlerine kavuş!"

Davud Aleyhisselâm, hemen davarlarını Rabb'ine emanet etti. Babasının yanına gitti.

Babası Ona;

-"Sen davarları ne yaptın? diye sordu."  

Davud Aleyhisselâm:

-"Ben onlara, en koruyucu birini vekil ettim. deyince babası; onun bu sözünden, davarlara ancak çoban arkadaşlarından bazısını vekil ettiğini sanmıştı.

Savaşa giden kardeşleri için azık hazırlayıp;

-"Ey oğulcuğum! Hemen kardeşlerinin yanına git. Düşmanları karşısında onları, güçlendirmek üzere, yaptığımız şeyleri kendilerine teslim et. Durumlarını gör, benim yanıma ve işinin başına dönmekte acele et!" dedi.

Davud Aleyhisselâm, kardeşlerinin azıklarını, asasını, torbasını ve sapanını yüklenip hemen yola çıktı.

Yolda giderken bir taş:

-" Ey Davud! Beni götür, senin için Allah'ın izniyle Calut'u öldüreyim!" diye seslendi. 

Davud Aleyhisselâm, onu alıp torbasına koydu. Sonra yoluna devam etti.

Başka bir taş ona:

-"Ey Davud! Beni de al!" diye seslendi.

Davud Aleyhisselâm, ona:

-"Sen kimsin?" diye sordu.

Taş:

-"Ben İshak'ın taşıyım ki, o, benimle şunları öldürdü. Ben, Allah'ın izniyle Calut'u öldürürüm!" dedi.

Davud Aleyhisselâm, onu da alıp torbasına koydu ve yoluna devam etti. 

Daha sonra bir taşa rastladı ki; taş:

-"Ey Davud! Beni de yanına al!" dedi.

Davud Aleyhisselâm, ona;

-"Sen kimsin?" diye sordu.

Taş:

-"Ben Yakup'un taşıyım. Ben, Allah'ın izniyle Calut'u öldürürüm!" dedi.

Davud Aleyhisselâm ona;

-"Sen onu nasıl öldüreceksin?" diye sordu. Taş:

-"Ben, rüzgârdan beni, Calut'un tolgasına ulaştırıp alnına değdirmesi için  yardım etmesini isterim ve onu öldürürüm!" dedi.

Davud Aleyhisselâm, onu da alıp torbasına koydu. Böylece;

"Ey Davud! Bizi al, Calut'u bizimle vurup öldürürsün!" diyerek seslenen üç taşı alıp torbasına yerleştirmişti. 

Bu sırada; Calut meydan okuyunca hiç kimse ona karşı çıkmaya cesaret edemez. Bunun üzerine Talut, Calut'u  öldürecek kimseye, malının yarısını vermeyi ve kızını da, onunla evlendirmeyi ilan eder.

Davud Aleyhisselâm ordugâha gelince Talut ona;

-"Calut'u öldür sana kızımı vereyim ve seni hükümdarlığıma ortak edeyim." der. 

Talut; atını, zırhını ve silahlarını  Davut Aleyhisselâm'a verdi.

Davud Aleyhisselâm, ata bindi, silahları kuşandı. Biraz gittikten sonra kalbinde, bir büyüklenme ve onurlanma hissedince acele Talut'un yanına döndü.

Talut:

-"Sana ne hal oldu?" diye sordu.

Davud Aleyhisselâm:

-"Bırak beni de onunla istediğim gibi çarpışayım." dedi.

Talut:

-"İstediğini yap! deyince, at ve silahlarını bıraktı. Sapanını alıp Calut'un karşısına dikildi. 

Calut, insanların en güçlüsü ve katı yüreklisi idi. Başına ağır bir demir tolga geçirmiş; irilikte ve güçlükte benzeri bulunmayan alaca bir ata binmişti.

Calut, Davud Aleyhisselâm'ı görünce, Allah onun kalbine bir korku düşürdü.

Davud Aleyhisselâm'a:

-"Sen mi benimle çarpışmak için karşıma çıktın? diye sordu.

Davud Aleyhisselâm:

-"Evet" dedi.

Calut:

-"Ey genç! Geri dön, seni öldürmeye acıyorum." dedi.

Davud Aleyhisselâm:

-"Hayır! Belki ben, seni öldüreceğim." dedi.

Hemen torbasından bir taş çıkarıp sapanına koydu. Her taşı çıkarıp sapanına koyarken;

"Bu, atam İbrahim'in ismiyle! Bu, atam İshak'ın ismiyle! Bu, atam Yakup'un ismiyle! " diyordu.

Davud Aleyhisselâm, elini sapanın içine soktuğu zaman, koymuş olduğu üç taşın, bir taş haline geldiğini gördü.

Davud Aleyhisselâm, sapanına koyup attığı üçüzlü taşla Calut'u, iki gözünün arasından vurdu.

Taş, Calut'un başını delip arkasından çıktı. Calut'u ölü olarak yere düşürdü ve değdiği herkesi de öldürdü. Calut'un ordusu bozguna uğradı.

Talut, düşmanına karşı, Allah'ın yardımı ile muzaffer olarak İsrailoğulları ile birlikte savaş meydanından ayrıldı.

Talut, kızını Davud Aleyhisselâm'la evlendirdi.  Servetinin yarısını da ona verdi. Mülkünde onun mührünü de geçerli kıldı.

Başka bir rivayete göre:

Talut, yönetimin üçte birini Davud Aleyhisselâm' a bıraktı.

Halkın Davud Aleyhisselâm'ı sevmesini kıskanarak onu öldürmeye karar verirse de bunu başaramaz. 

Buna karşılık Davud Aleyhisselâm'ın eline fırsat geçmesine rağmen Talut'u öldürmez. 

Talut, en sonunda yaptıklarına pişman olup, Şamuyel Aleyhisselâm'ın kabrine giderek tevbe etmiş, oğulları ile birlikte katıldığı savaşta öldürüldükten sonra, Davud Aleyhisselâm, İsrailoğullarının yönetimini tamamıyle ele alarak kral olur.

Kur'an-ı Kerim'de Calut'u öldürmesinden sonra Davud'a hem hükümdarlık  hem de nübüvvet verildiği bildirilir. (Bakara 2/251)

Yüce Allah; Davud Aleyhisselâm da hükümdarlıkla peygamberliği birleştirmiş ve kendisine semavi kitaplardan Zebur'u indirmiştir.

                                                                              Davut Aleyhisselâm-2 >>