buhara.jpg- İmam Buhari R.Anh.- kuranbahcesi.blogspot.com
İmam Buhari R.Anh. hazretleri, El-Cami'u'ş Şahih (7563 hadis) isimli hadis eserinin müellifi büyük muhaddistir. Kur'anı Kerim'den sonra en güvenilir kitap olarak kabul edilen sahih hadisleri toplayan eseridir. Yirmi beş kadar eseri bulunmaktadır. Hicri 194, Miladi 810 da Buhara'da doğdu. On yaşında iken hadis öğrenmeye başladı ve elli yıl buna devam etti. Bu vesile ile Mekke, Medine, Mısır, Basra, Bağdat ve Nişabur başta olmak üzere birçok ülkeyi ziyaret etti. İmam Müslim ve Tirmizi başta olmak üzere kendisinden doksan bin talebenin hadis dinlediği rivayet edilmektedir. En tanınmış diğer talebeleri ise; Firebri, Ebu Hatim, Ebu Zür'a el-Razi, Muhammed b. Nasr el-Mervezi ve İbni Hüzeyme gibi ünlü muhaddislerdir.

İmam Buhari R.Anh. hazretleri çocukluğunda babasının ölümü ile yetim kalmış ve ardından ağır bir hastalık geçirerek gözleri görmez olmuştu.

Gözü yaşlı annesi oğlunun şifa bulması için çokça dua ederdi. Annesi bir gece rüyasında Hz. İbrahim Aleyhisselam'ı görmüş ve onun kendisine; 

"Allahü Teala oğlunun gözlerini açıverdi" demişti. 

Sabah olunca baktı ki gerçekten de oğlunun gözleri açılmıştı.

Muhammed Buhari R.Anh. henüz 15 yaşında iken, yetmiş bin hadis rivayetini ezberlemişti. Bu işe hayret edenlere demiştir ki:   

"Yetmiş bin hadis ezberlediğim gibi, sahabe ve tabiilerden bir hadis rivayet etsem, çoğunun doğum, ölüm tarihlerini ve yerleştikleri yeri dahi bilirim."

İmam Buhari R.Anh. hazretleri henüz genç yaşta iken Bağdat'a geldiği bir zamanda meclisler oluşturarak isteklilere hadis yazdırıyordu. Bu meclislere bazen on bini aşkın  kişi katılıyordu. Bir keresinde Bağdat'ın ileri gelenlerinden bazı alimler İmam Buhari'nin ilmi bilgi ve zekâsını denemek için aralarında anlaşarak yüz hadis seçerler. Sonra da bu hadislerden her birinin metnini bir başkasına ve onun râvi zincirini diğerine ekleyerek birbirleriyle karıştırırlar. Karıştırdıkları bu yüz hadisi, onar onar olmak üzere on kişiye dağıtırlar ve bunları hadis meclisinde İmam Buhari'ye sormalarını tenbih ederler. Hadis meclisi toplanıp İmam Buhari R.Anh. derse başladığı sırada bu on kişiden biri kalkarak kendisine verilen karışık hadisleri teker teker sormaya başlar. İmam Buhari R.Anh. hazretleri, kendisine sunulan bu hadislerin hepsine tek tek; 

"Bunu bilmiyorum" diye cevap verir. 

Sonra bu on kişiden ikincisi kalkar, elindeki karışık on hadisi tek tek sorar. İmam Buhari R.Anh. hazretleri, herbiri için;

"Bunu bilmiyorum" der.

Böylece on kişi, metni ve râvi zinciri birbirine karıştırılmış onardan yüz hadisi ona sorarlar. Buhari hepsi için birer birer "Bilmiyorum" diye cevap verir.

Sorular bittikten sonra İmam Buhari R.Anh. hazretleri, ilk adama dönerek;

"Senin sorduğun ilk hadisin aslı şöyle, ikincisi şöyle, üçüncüsü şöyle ......." diyerek sonuna kadar hadisleri doğru senetleri ile açıklar.

Böylece; on kişinin sorduğu toplam yüz farklı ve karışık hadis rivayetin hepsinin doğrusunu tek tek aktarır. 

Buhari hakkında tereddüdü olanlar onun nasıl bir hafıza gücüne ve ne kadar geniş bir hadis kültürüne sahip olduğunu gördüler.

İmam Buhari R.Anh. hazretleri, çocukluk dönemini Buhara'da geçirmiş, ilim alıp vermek için birçok şehir gezdikten sonra ömrünün son yıllarında Nişabur'a giderek orada hadis dersleri vermeye başlamıştı. Orada bazı çekemeyenlerin onun aleyhinde tavır alarak huzursuzluk çıkarmaları üzerine Buhara'ya dönmüştü. Yerli halk tarafından geçtiği yollara para ve şekerler saçılarak, büyük bir sevgi ve merasimle karşılanmıştır.

İmam Buhari R.Anh. haziretleri kendisinden ilim tahsil etmek isteyen herkese bildiğini esirgemeden vermesine rağmen devlet adamlarından uzak durarak, onların saraylarına gitmeyi ilmi küçük düşüren bir davranış olarak kabul eder ve bu uğurda her zorluğa katlanmayı göze alırdı. 

İmam Buhari R.Anh. hazretleri Buhara'da derslere başladıktan bir süre sonra Buhara valisinden bir teklif aldı. Vali Halid b. Ahmed Buhari'nin Sahihu'l-Buhari ve Et-Tarih'ul-Kebir isimli eserlerini sarayda özel olarak kendisine okutmasını istiyordu. İmam Buhari R.Anh. bu teklifi uygun görmedi ve valiye şu haberi gönderdi:

"İlmi aşağıyalamam ve kimsenin ayağına da götüremem. Valinin bu ilme ihtiyacı varsa, halka açık derslere katılmak için mescide gelsin yahut evime şeref versin. Eğer halk arasına katılmaktan çekiniyorsa yetkili bir idareci olarak beni ders vermekten men edebilir. Bu da kıyamet günü benim için Allah katında bir mazeret olur. Çünkü ben, Peygamber Aleyhisselam'ın: İlmini gizleyenin ağzına kıyamet günü ateşten bir gem vurulur, buyruğunu bile bile ilmi herkesin istifadesinden esirgeyemem." 

Bu cevap üzerine validen ikinci bir teklif geldi. Saray dışında ve mescidde valinin çocuklarına özel olarak ders vermesi isteniyordu. Fakat İmam Buhari R.Anh. hazretleri derse katılmak isteyen diğer kişilere kapıyı kapayan bu teklife de yanaşmadı. Bunun üzerine vali, sünnete aykırı tavırları olduğunu iddia eden bazı muhaliflerden de destek alarak, Kur'an ve Sünnet yolundan hiç ayrılmayan İmam Buhari R.Anh. hazretlerini Buhara'dan çıkarmaya mecbur bıraktı. İmam Buhari R.Anh. hazretleri üzgün ve kırgın bir şekilde öz vatanı Buhara'dan ayrılarak Semerkand'a doğru yola çıktı. 

Giderken de: "Allahım, bana yapmak istediklerini onlara da göster." dedi. 

Bir ay sonra vali de hakaretle Buhari'den sürüldü, Buhari muhalifleri de çeşitli belalara uğradılar. 

Bir gece namazdan sonra, "Allahım dünya bana dar gelmeye başladı. Ruhumu kendine alıver." diye dua etti. Daha sonra bir aya kalmadan Özbekistan da Semerkand'a bağlı Hartenk' te vefat etti.(MS 1 Eylül 870) Ailesi hakkında bütün bilinenler, Ahmed adında bir oğlu olduğu, evinde bir kaç cariyesi bulunduğundan ibarettir.

Bir gün namaz kılarken elbisesinin altına giren bir arı tarafından rahatsız edilmişti. Namazdan sonra elbisesini kaldırarak yanında ki birine: "Bak hele gömleğimin altında bir şey görüyor musun?" diye sordu. Görüldü ki o arı tarafından on yedi yerinden sokulmuş. Neden ilk iğneyi batırdığında namazdan çıkmadın diyenlere:

"Okuduğum sureyi tamamlamak istedim." demiş.