Bezmialem Valide Camii
Bezm-î Âlem Valide Sultan (1807 - 2 Mayıs 1853), Osmanlı Padişahı II. Mahmud'un ikinci eşi ve padişah Abdülmecid'in annesidir.
Bezmialem Valide Sultan Camii ya da Dolmabahçe Camii, Meclisi Mebusan Caddesi üzerinde, Dolmabahçe Sarayı’nın hemen yanında, sahil şeridinde yer alır. Caminin yapımına Sultan II. Mahmut’un eşi Bezmialem Valide Sultan’ın emriyle 1852’de başlanmış, Onun vefatı üzerine yapı, oğlu Sultan Abdülmecit tarafından 1853’de tamamlanmıştır. Camii, Garabet Balyan tarafından inşaa edilmiştir.
Bezmialem Valide Sultan Camii Barok, rokoko ve ampir tarzındaki süsleme özelliklerinin, geleneksel Osmanlı bezeme anlayışının yerini almaya başladığını yansıtan önemli bir örnektir
Taş ve mermerden inşa edilmiş olan caminin ön cephesini boylu boyunca iki yandan dışa taşan, iki katlı Hünkar Kasrı kaplamaktadır.
Merkezi kubbeli, kare planlı Dolmabahçe Cami, aynı mimara ait olan Ortaköy Camii ile benzerlik gösterir, yalnız aydınlatma pencereleri ile minare alemleri farklıdır. Yapının hünkar bölümü ise, dikdörtgen planlı, daha alçak bir kitledir. Cami ve hünkar bölümleri, işlevlerine de bağlı olarak ayrı ayrı tasarlanmış, sonrasında kuzey cephede birleştirilmiş gibidir.
Kubbe, klasik mimaride görülmeyen bir özellikle doğrudan doğruya duvarlar üzerine oturtulmuş, yüklenen ağırlıktan duvarların yanlara doğru açılmaması için de köşelere dikdörtgen biçimli yüksek ağırlık kuleleri yerleştirilmiştir. Orta kısımlarında oldukça iri birer yuvarlak rozet bulunan ağırlık kuleleri, aynı zamanda yapı ile bir bütünlük arz eden dekoratif öğelerdir. Kulelerin üst köşelerine, üzerleri kubbe örtülü, kompozit başlıklı ikişer sütunçe yerleştirilmiştir. Merkezi kubbenin fazla geniş olmayan kasnak bölümü, dıştan konsollarla çepeçevre kuşatılarak dilimlere ayrılmış ve her dilimin içi çiçek rozetlerle tezyin edilmiştir.
Cami ile aynı malzemeden yapılmış olan kasırda, bütün cephelere açılan iki sıra halindeki pencerelerle, son derece aydınlık ve ferah bir iç mekan elde edilmiştir. Küçük bir saray görünümünde olan bu yapıya, biri cephede cami ile ortak kullanılan, diğerleri yan cephelerde yer alan üç kapıdan girilmektedir. Birkaç basamakla ulaşılan bu kapılardan yandakilerin önlerinde, sütunlu birer küçük giriş bölümü bulunur. Kasrın iki yanındaki merdivenlerle üst kata çıkılır. Bu kısımda odalar yer almakta ve ayrıca buradan mahfillere de geçilebilmektedir.
Caminin bünyesinden ayrı tutulan minareler, kasrın iki köşesinde yükselir. İnce uzun formları ve yivli gövdeleriyle dikkat çeken minareler de, şerefe altları akant yaprakları ile bezenmiştir.
Büyük Mecidiye Camii
Büyük Mecidiye Camii, 1854′de Abdülmecit Han tarafından mimar Garabet Balyan’a yaptırılmış olup,. İstanbul Boğazı’nın simge yapılarından biridir.
Caminin dış cepheleri barok ve rokoko tarzda, taştan, oyma ve kabartma süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Tek kubbenin duvarları pembe mozaiktendir. Mihrap mozaik ve mermerden, mimber ise somaki kaplı mermerden yapılmıştır ve ince bir işçiliğin ürünüdür.
Barok üslubundaki cami, 19.y.y. sultan camilerinin hepsi gibi harim bölümü ile girişin önünde yer alan hünkar kasrından oluşmaktadır. Batıdaki hünkar girişi dışında her iki bölümün meydana getirdiği kompozisyon,kuzey-güney aksına göre simetriktir. İki ayrı bölümün birlikte yer aldığı doğu ve batı cephelerinde, harim ve hünkar bölümleri ölçü olarak birbirine eşittir, ki bu Ortaköy Camii’ni diğer camilerden ayıran bir özelliktir.
Ortaköy Camii olarak da bilinen yapı, mermerden kademeli mihrap nişi ampir üsluptadır . Mermer minberi somaki kaplıdır ve korkuluklarında geometrik motiflerle, yanlardaysa barok kıvrımlarla süslüdür. Solda yer alan zarif vaaz kürsüsü, mermer ve somakiden yapılmıştır. Caminin iç duvarları kırmızı ve beyaz hareli pembe mozaikle kaplıdır. Duvarlara asılmış ”cihar yar-ı Güzin” levhaları ve minberin üzerindeki ”kelime-i tevhid” ibaresi,Sultan Abdülmecit tarafından yazılmıştır.
Doğu ve batı kanatlarından oluşan iki katlı hünkar kasrına, kuzey yönünde yer alan, iki yandan kıvrılan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Bu kanatlar öne çıkarak, girişte “U” biçiminde küçük bir avlu oluşturmuşlardır. Hünkar girişi, giriş holünün batı cephesindedir ve hünkarın deniz yoluyla camiye geldiğini göstermektedir. İki yandan on basamaklı merdivenlerle ulaşılan, üç açıklıklı bir portikten giriş sağlanmaktadır. Gösterişli, çift kollu, eliptik bir merdivenle çıkılan ikinci katın batı kanadı, hünkar dairesi olarak düzenlenmiştir.
Caminin merdivenle çıkılan tek şerefeli ince gövdeli iki minaresi vardır. Minarelerin şerefe altındaki akant yaprakları altın yaldızla boyanmıştır, ki bu İstanbul’daki tek örnektir. iki minaresi vardır.
Boğaz'ın en güzel camilerinden bir tanesi. Manzarası çok çok güzel. İbadet etme şansı bulanlar için çok güzel bir deneyim olur. Ortaköy'e geldiğiniz zaman mutlaka vakit bulup bu güzel camiiyi de ziyaret ediniz.
Büyük Selimiye Camii
Selimiye Camii, Üsküdar’da Selimiye Mahallesi’nde, Selimiye Kışlası karşısında yer alır. III. Selim tarafından 1789–1807 yılları arasında; vaktin doğru tespiti için kullanılan muvakkithane, çeşme ve bir sebil ile birlikte inşaa edilmiştir. Kesme taştan Barok ve Osmanlı mimarisi tarzlarında yapılan caminin mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Cami mimari planı kare formda olup barok stilindedir ve kare harim merkezi tek kubbe ile örtülmüştür. Caminin beş pencere dizisine sahip 14.60 m çapındaki kubbesi, dört küçük kubbeyle desteklenmiştir. Mihrabı ve minberi somaki adlı kızıl veya yeşil renkte olabilen, bu camide ise gri tonu kullaılan, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermerden yapılmıştır. Cami bunun yanında mermer işçiliği ve ahşap işçiliği bakımından 19. yüzyılın ilk önemli örneklerinden birisidir. Bunun göstergesi sadece içte değil dış cephede de görülebilir. Dış cephesinde kuşevleri de bulunmaktadır.
Mihrabı ve minberi somakiden olan cami, süsleme bakımından oldukça zengindir. Kubbe, kalem işi dekor, kubbe göbeği ayetlerle bezelidir. Son cemaat yeri,altı mermer sütun üzerine beş kubbe ile örtülüdür. İki yönde mahfiller,tek şerefeli iki minare ve iki katlı hünkar dairesi bulunmaktadır.Dört duvar üzerine oturan ve eteğinde 24 pencere bulunan büyük kubbeyi köşelerindeki ufak kuleler desteklemektedir. Caminin içi,mermer ve tahta oyma işçiliği bakımından zengindir.
Cami, dört girişi olan ve içerisinde çınar ağaçları bulunan geniş bir avlu ile çevrelenmiştir. Tak halinde ve harpuştalı olan bu girişlerin sadece birinin dışına, diğer üçünün ise hem iç hem de dış cephelerine Kur'an'dan ayetler yazılmıştır. Selimiye Camii Sokağı’na açılan cümle kapısının iki yüzüne celi tarzda bir hat sanatı ile ayetler yazılmıştır ve caminin haziresi buradadır. Tak halindeki bu büyük ve yüksek kapının üzeri kurşun kaplı olup, tepesine küçük bir alem yerleştirilmiştir. İnşa edildiği ilk yıllarda cami minaresi çok kalın görüldüğü için minare taşları yontulup inceltilmeye çalışılmış; 1823 yılında şiddetli bir lodos fırtınasında minarelerden biri tamamen, diğeri kısmen çökmüş ve daha sonra bu minareler tekrardan bina olunmuştur.
0 Comments
Yorum Gönder