kuran-meali.png-Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kur'an Meali-kuranbahcesi.blogspot.com


CİN SURESİ -72-




1 – Deki: Hakikat bir takım cinnin Kur’ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi. Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur’ân dinledik.

2 – O Kur’ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

3 – Doğrusu, Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk.

4 – Meğer bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.

5 – Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah’a karşı asla yalan söylemez sanmışız.



6 – Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.

7 – Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.

8 – (Cinler, dediler ki): “Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk.”

9 – “Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor.”

10 – “Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?”

11 – Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.

12 – “Doğrusu biz anladık ki, Allah’ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O’nu asla âciz bırakamayacağız.”

13 – “Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden.”

14 – “Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır.”

15 – Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.

16 – Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.

17 – Ki onları onunla sınayalım. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.

18 – Mescitler kuşkusuz Allah’ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın.

19 – Allah’ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O’na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

20 – De ki: “Ben ancak Rabbime dua eder ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmam”

21 – De ki, “Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim.”

22 – De ki, “Allah’tan beni kimse kurtaramaz ve ben O’ndan başka bir sığınacak bulamam.”

23 – “Benim yapabileceğim, sadece Allah’tan size duyuru yapmak ve O’nun elçilik görevlerini yerine getirmektir.” Artık kim Allah’a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.

24 – Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir.

25 – De ki: “Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar..”

26 – O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.

27 – Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar.

28 – Bilsin diye ki, onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.