kuran-meali.png-Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kur'an Meali-kuranbahcesi.blogspot.com

                     VAKIA SURESİ -56-




1 – Olacak vak’a olduğu zaman

2 – Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.

3 – O, alçaltıcıdır, yükselticidir.

4 – Yer şiddetle sarsıldığı

5 – Dağlar serpildikçe serpildiği

6 – Dağılıp toz duman haline geldiği

7 – Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman




8 – Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar!

9 – Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!

10 – Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.

11 – İşte o yaklaştırılanlar,

12 – Nimet cennetlerindedirler.

13 – Çoğu önceki ümmetlerden,

14 – Birazı da sonrakilerden.

15 – (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

16 – Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.

17 – Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.

18 – Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.

19 – Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

20 – Beğendikleri meyvalar,

21 – Canlarının çektiği kuş etleri,

22 – İri gözlü hûriler,

23 – Saklı inciler gibi,

24 – Yaptıklarına karşılık olarak verilir.

25 – Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

26 – Duydukları söz, yalnız “selam”, “selam” dır.

27 – Sağın adamları, nedir o sağın adamları!

28 – Dalbastı kirazlar,

29 – Meyva dizili muzlar,

30 – Uzamış gölgeler,

31 – Fışkıran sular.

32 – Pek çok meyva arasında,

33 – Tükenmeyen ve yasaklanmayan

34 – Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

35 – Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).

36 – Onları bâkireler yaptık.

37 – Hep yaşıt sevgililer,

38 – Sağın adamları içindir.

39 – Bir çoğu öncekilerdendir.

40 – Bir çoğu da sonrakilerdendir.

41 – Solun adamları, nedir o solcular!

42 – İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde,

43 – Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.

44 – Ki ne serindir, ne de faydalı.

45 – Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı.

46 – Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı.

47 – Ve diyorlardı ki: “Biz ölüp, toprak ve kemik yığını olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceğiz?”

48 – “Önceki atalarımızda mı?”

49 – De ki: “Öncekiler ve sonrakiler”

50 – “Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır.”

51 – Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar!

52 – Elbette bir ağaçtan, zakkum ağacından yiyeceksiniz.

53 – Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız.

54 – Üstüne de kaynar su içeceksiniz.

55 – Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.

56 – İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.

57 – Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?

58 – Attığınız meniyi gördünüz mü?

59 – Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?

60 – Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.

61 – Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle yapıyoruz).

62 – Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?

63 – Ektiğinizi gördünüz mü?

64 – Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?

65 – Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.

66 – “Doğrusu borç altına girdik.”

67 – “Doğrusu, biz yoksul bırakıldık” (derdiniz).

68 – İçtiğiniz suya baktınız mı?

69 – Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?

70 – Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!

71 – Bir de o çaktığınız ateşi gördünüz mü?

72 – Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

73 – Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.

74 – Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt.

75 – Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim.

76 – Bilirseniz bu büyük bir yemindir.

77 – O, elbette şerefli bir Kur’ân’dır.

78 – Korunmuş bir kitaptadır.

79 – Ona temizlenenlerden başkası el süremez.

80 – (O), âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.

81 – Şimdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

82 – Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?

83 – Can boğaza dayandığı zaman

84 – Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.

85 – Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.

86 – Eğer cezalandırılmayacak iseniz,

87 – Onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz.

88 – Fakat ölen kişiye gelince, eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise,

89 – Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

90 – Eğer O, sağın adamlarından ise,

91 – “(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!”

92 – Ama yalanlayıcı sapıklardan ise;

93 – İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır.

94 – Ve cehenneme atılma vardır.

95 – Kesin gerçek budur işte.

96 -Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et.