Özgeçmişi
İsmail Biçer 1947 yılında Bolu’nun Göynük ilçesinin Çay
Köyünde doğdu. 1957 yılında, 10 yaşındayken hıfzını tamamladı. İsmail Biçer on
yaşlarında iken toplu merasimlerde Kur’ân okumaya başladı.
Böyle bir merasimde
İstanbul’daki Nuruosmaniye Kur’ân Kursu Hocası Hafız Hasan Akkuş’la tanıştı.
Akkuş Hoca’nın: “Bu küçük hafız köyde kalmasın, hemen İstanbul’a, Nuruosmaniye
Kur’ân Kursu’na benim yanıma getirin” demesiyle hayatı değişti.
Bu tarihten
sonra İstanbul’a gelerek Hafız Hasan Akkuş’tan iki buçuk sene ta’lim ve tecvid
dersleri aldı. (1958) Hocaefendi onunla özel olarak ilgilenir, gittiği dînî
merasimlere mutlaka onu da götürür ve Kur’ân okuturdu.
İsmail Biçer 1969 yılında İstanbul İmam-Hatip okulundan,
1976 yılında da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezun oldu. İlk görevine
1966 yılında Fatih Müftülüğü’ne bağlı Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii’nde
müezzin olarak başladı.
İsmail Biçer sadece Kur’ân’ı güzel okumakla yetinmez, aynı
zamanda okuturdu. Kur’ân okumak isteyen hiçbir kimseyi boş çevirmezdi. Görev
yaptığı Beyazıt Camii talebelerle dolup taşardı. Bu talebelerle tek tek
ilgilenip yardımcı olduğu gibi hiçbir ücret de talep etmezdi. Okutma
karşılığında birisi bir şey vermek istese asla kabul etmez ve: “Hocamın bana
vasiyeti var, Kur’ân okutma karşılığında bir şey almam” derdi.
İsmail Biçer 1986 yılında Haseki Eğitim Merkezi’nde haftada
iki saat Ta’lim ve Tashih-i Hurûf derslerine girdi. Burada talebelerle sohbet
yapar, merasimlerde hangi âyeti okuyacağını istişare ederdi. Okuduğu âyetlerin
özellikle manaya göre muvafık düşmesine özen gösterirdi.
İsmail Biçer Kur’ân aşığı idi. Kendisi hafız olduğu gibi üç
oğlunu da hafız yetiştirdi. Büyük oğlu Atilhan’ı Abdurrahman Gürses Hoca hafız
yetiştirdi.
İsmail Biçer gayet samimî, içi dışı, özü sözü birdi. Bildiği
doğruları söylemekten çekinmezdi. Çok mütevazı idi. Çok güzel Kur’ân okurdu.
Kendisini dinleyenler adeta kendilerinden geçerdi. Tarihî Beyazıt Camii’nde
verdiği öğle ve ikindi namazlarından sonra okuduğu aşırlar hâlâ akıllardadır.
Kendisini dinlemek için çok uzaklardan gelenler olurdu. İsmail Biçer yurt
dışında Malezya, Tunus, Pakistan, İran ve Libya’da yapılan Kur’ân-ı Kerim’i
güzel okuma yarışmalarında Türkiye’yi temsil etti. Burada aldığı başarılarla
halkın gönlünde taht kurdu.
İsmail Biçer, Sadece Türkiye'nin değil. Tüm dünyanın
tanıdığı bir hafız o. Meslektaşları tarafından yüce yaradan onu Kur'an-ı Kerim
okumak için yaratmış diye anlatılan İsmail Biçer öleceğini bir rüya sonucunda
hissetmiş.
Vefatından kısa bir müddet önce Fatih Camii İmamı Osman
Şahin rüyasında onu Fatih Camii’nin bir köşesinde Kur’ân okurken görmüş,
rüyasını rahmetliye anlatmış.
O da "Hangi âyetleri okuyordum, biliyor musun?" diye sormuş.
Osman Şahin: "Bilmiyorum" demiş.
Bunun üzerine rahmetli İsmail
Biçer: Ben de aynı rüyayı gördüm. "Li külli ümmetin ecelün fe izâ câe ecelühüm
lâ yeste’hirûne sâaten ve lâ yestakdimûn..." âyetini okuyordum" demiş.
Âyetin
meâli: "Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince ne bir
an geri kalırlar, ne de bir an ileri gidebilirler." (A’râf Sûresi, 34)
Bu tarihten çok zaman geçmeden İsmail Biçer 26 Mart 1998
Perşembe günü Bandırma yakınlarında elim bir trafik kazası geçirerek vefat
etti.
Cenazesine memleketin her tarafından binlerce hafız ve
Kur’ân âşıkları geldi. İstanbul’daki sevenlerinin de katılımıyla Beyazıt Camii
ve meydanı tıklım tıklım doldu. Cenaze namazını Diyanet İşleri eski
başkanlarından Dr. Tayyar Altıkulaç kıldırdı.
Merhum Hocamızın doyamadığımız tilavetinden Maide Suresi 53 ve 56. Ayetlerini aşağıda ki videodan veya youtube'den dinleyebilirsiniz.
MAİDE SURESİ 53 ve 56. AYETLER MEALİ
Maide Suresi, 5/53. Ayet
İman edenler: "Sizinle beraber olduklarına dair, Allah’a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?" derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır.
Maide Suresi, 5/54. Ayet
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.
Maide Suresi, 5/55. Ayet
Sizin asıl dostunuz Allah’tır, O’nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.
Maide Suresi, 5/56. Ayet
Kim Allah’ı, O’nun Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah’ın taraftarları galip geleceklerdir.
0 Comments
Yorum Gönder