Yüce Allah’ın son kelamı olan Kur’ân-ı Kerim’i okumak,
ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Hatta selef âlimlerinin
ifadelerine göre ibadetler içerisinde hiç birisi Kur’ân okumaya denk değildir.
Nitekim âyette de, Kur’ân okumanın asla zarar etmeyecek bir kazanç olduğu
belirtilmiştir: “Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı
dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve
açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret
umabilirler.” (Fâtır, 35/29)
Bir başka âyette ise müminler, gece hayatlarını Kur’ân
ile meşgul olarak geçirdikleri için övülürler: “Onların (Kitap ehlinin)
hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye
kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.” (Al-i İmrân,
3/113)
Kur’ân okumanın, Müslümanların asla vaz geçemeyeceği
bir görev olması gerektiğini beyan eden Peygamberimiz (a.s), şu güzel
benzetmeyle bizleri Kur’an okumaya teşvik etmiştir:
“Kur’ân
okuyan mü’min, kokusu ve tadı güzel olan turunç gibidir. Kur’ân okumayan mü’min,
tadı güzel ve fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân okuyan münafık, kokusu
güzel fakat tadı acı olan fesleğen otu gibidir. Kur’ân okumayan münafık ise,
kokusu olmayan acı yaban keleği gibidir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 36,
Tevhid, 57)
Kur’ân-ı Kerim’in hatmedilmesi ve sonrasında yapılacak
uygulamayı belirten bir hadiste, İbn Abbas (r.a)’dan rivâyete göre, bir adam
Peygamberimiz (a.s)’e, Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir, diye sordu. O
da: “Konup göçendir” dedi. O kişi: Konup göçen kimdir,
diye sorunca, Peygamberimiz (a.s): “Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan,
bitirince hemen tekrar başlayandır” dedi” (Tirmizî, Kıraat, 4)
Bu hadisin müjdesine nail olmak ümidiyle Müslümanlar
son sureyi (Nâs Suresi) okuduktan sonra Fatiha ile Bakara Suresinin başından
ilk beş âyeti okumaktadırlar ki, halk arasında bu uygulama oldukça yaygın bir
hale gelmiştir.
Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis ile sahabe ve tabiinden nakledilen birçok rivâyete göre, Kur’ân’ın hatminden sonra dua etmek sünnettir. Kuvvetli derecede müstehab olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr, s.136)
Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis ile sahabe ve tabiinden nakledilen birçok rivâyete göre, Kur’ân’ın hatminden sonra dua etmek sünnettir. Kuvvetli derecede müstehab olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr, s.136)
Hatim bittikten sonra, duanın kabul olma şartlarına da
riâyet ederek, hatim duasına şu cümlelerle başlamak uygun görülmüştür:
Okunuşu: Sadekallâhü’l-‘azîm ve belleğa
Rasûlühü’l-Kerîm. Ve nahnü ‘alâ zâlike mineş-şâhidîn.
Rabbenâ âmennâ bimâ enzelte vet-teba’ner-Rasûle
fektübnâ meaş-şâhidîn.
Anlamı: “Yüce olan Allah şüphesiz doğru
söylemiştir. Onu Peygamberimiz (a.s) bize ulaştırmıştır.
Biz de bu duruma şahit olanlardanız.
Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e
uyduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz. (Al-i İmrân, 3/53)
Ya da kısaca:
Okunuşu: Sübhâne Rabbiyel-‘aliyyil-â’lel-vehhâb.
Anlamı: “Yüce, ulu ve lütufkâr olan Rabbimi tesbih
ederim” dedikten sonra duaya başlanır.
Yukarıdaki kısa hatim duasından başka, bir örnek
olarak aşağıda yer alan Arapça hatim duası veya Türkçesi de okunabilir:
Okunuşu: “El-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkibetü lil-müttekîn. Velâ ‘udvâne illâ
‘alezzalimîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve
‘âlihî ve sahbihî ecme'în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke
ente’t-tevvâbür-Rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın
müstekîm. Bi beraketil-Kur’ânil-‘azîm.
Ve bi hürmeti men erseltehû rameten lil-‘âlemîn.
Va’fü ‘annâ yâ Kerîm. Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ
ekramel-ekramîn.
Allâhümme zeyyinnâ bi zînetil-Kur’ân.
Ve ekrimnâ bi kerâmetil-Kur’ân.
Ve şerrifnâ bi şerâfetil-Kur’ân.
Ve elbisnâ bi hil’atil-Kur’ân.
Ve edhilnel-cennete bi şefâatil-Kur’ân.
Ve ‘âfinâ min külli belâid-dünyâ ve ‘azâbil-âhirati
bi hurmetil-Kur’ân.
Verham cemî’a ümmet-i Muhammedin yâ Rahîmü yâ Rahmân.
Allâhümec’alil-Kur’âne lenâ fid-dünyâ karînâ.
Ve fil-kabri mûnisâ.
Ve fil-kıyâmeti şefî’ân ve ‘ales-sırâti nûrâ.
Ve ilel-cenneti rafîkâ.
Ve minennâri sitran ve hicâbâ.
Ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ. Bi fadlike ve
cûdike ve keramike yâ Kerîm.
Allâhümmeh-dinâ bi hidâyetil-Kur’ân.
Ve neccinâ minen-nîrâni bi kerâmetil-Kur’ân.
Verfa’ deracâtina bi fadîletil-Kur’ân.
Ve keffir ‘annâ seyyiâtinâ bi tilâvetil-Kur’ân. Yâ zel-fadli
vel-ihsân.
Allâhümme tahhir kulûbenâ.
Vestur ‘uyûbenâ.
Veşfi merdânâ.
Vekdi duyûnenâ.
Ve beyyid vücûhenâ.
Verfa’ deracâtina.
Verham âbâenâ.
Veğfir ümmehâtinâ.
Ve eslih dînenâ ve dünyânâ.
Ve şeddid şemle a’dâina.
Vehfaz ehlenâ ve emvâlenâ ve bilâdenâ min cemî’l-âfâti
ve’l-emrâdi ve’l-belâyâ.
Ve sebbit akdâmenâ, ven-surnâ ‘alel-kavmil-kâfirîn. Bi
hurmetil-Kur’ânil-‘azîm.
Allâhümme belliğ sevâbe mâ kara’nâhü.
Ve nevvir mâ televnâhü ilâ rûhi seyyidinâ Muhammedin
sallâllahü te’âlâ ‘aleyhi ve selem.
Ve ilâ ervâhi cemî’ı ihvânihî minel-enbiyâi
vel-murselîn. Salevâtullâhi ve selâmühû ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve
ashâbihî ve etbâ’ıhî ve cemîı’ zürriyyâtihî rıdvânullâhi te’âlâ ‘aleyhim
ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âbâinâ ve ümmehâtinâ ve ihvâninâ ve
ehavâtinâ ve evlâdina ve akribâinâ ve ehibbâinâ ve asdikâinâ ve esâtîzinâ ve
limen kâne lehû hakkun ‘aleynâ ve li cemî’ıl-mü’minîne vel-mü’minâti
vel-müslimîne vel-müslimâti, el-ahyâi minhüm vel-emvâti.
Yâ kâdiyel-hâcâti! Yâ mücîbed-d’avâti! İstecib du’âenâ bi rahmetike yâ erhamer-râhimîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn. el-Fatiha
Yâ kâdiyel-hâcâti! Yâ mücîbed-d’avâti! İstecib du’âenâ bi rahmetike yâ erhamer-râhimîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn. el-Fatiha
Anlamı: Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.
İyi sonuç müttakilerindir. Düşmanlık ancak zalimler içindir. Peygamberimiz Hz.
Muhammed (a.s)’e, onun bütün ehl-i beytine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Ey Rabbimiz! Bizden ibadetlerimizi kabul buyur!
Şüphesiz ki sen her şeyi işiten ve her şeyi bilensin.
Ey Mevlamız! Bizim tövbelerimizi kabul eyle!. Şüphesiz
ki sen tövbeleri çok çok kabul eden ve merhametli olansın. Bize hidâyet ver!
Hak yola ve sırat-ı müstakime ulaşmayı bizi muvaffak eyle!. Yüce Kur’ân’ın
hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Peygamber hürmetine.
Ey Kerim olan Allah! Bizi bağışla. Ey Rahim olan
Allah! Bizi bağışla. Ey ikram edenlerin en keremlisi olan Allah! Lütfunla ve
ihsanınla bizim günahlarımızı bağışla.
Allah’ım! Bizi Kur’ân süsü ile süsle. Kur’ân ile bize lütfet! Kur’ân ile bizi şereflendir. Kur’ân elbisesini bize giydir. Kur’ân hürmetine bizi cennetine koy. Kur’ân hürmetine dünyadaki belalardan ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in tamamına merhamet et.
Allah’ım! Bizi Kur’ân süsü ile süsle. Kur’ân ile bize lütfet! Kur’ân ile bizi şereflendir. Kur’ân elbisesini bize giydir. Kur’ân hürmetine bizi cennetine koy. Kur’ân hürmetine dünyadaki belalardan ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in tamamına merhamet et.
Allah’ım! Kur’ân’ı bize dünyada yoldaş eyle. O’nu bize
kabirde dost eyle. Kıyamet günü onu bize şefaatçi kıl, sırat köprüsü üzerinde
onu bize nur eyle. Cennette onu bize yoldaş eyle. Cehennem ateşine karşı onu
bize perde ve engel kıl. İhsanın, cömertliğin ve keremin ile tüm hayırlı yollar
için onu bize önder kıl.
Kur’ân hidâyeti ile bizi hidâyete eriştir. Kur’ân’ın
hürmetine bizi ateşten koru. Kur’ân hürmetine bizim derecemizi yükselt. Okunan
Kur’ân hürmetine günahlarımızı bağışla. Ey Lütuf ve ihsan sahibi!.
Allah’ım! Kalplerimizi temizle. Kusurlarımızı ört.
Hastalarımıza şifa ver. Borçlarımızı ödemeye yardım et. Yüzümüzü aydınlat.
Derecemizi yükselt. Babalarımıza merhamet et. Annelerimizi bağışla. Din ve
dünya işlerimizi islâh et. Düşmanlarımızın bize saldırısını bertaraf eyle.
Ailemizi, mallarımızı, memleketimizi her türlü afetlerden, hastalıklardan ve
belalardan koru. Ayaklarımızı sabit eyle, kâfir toplumlara karşı bize yardım
et. Yüce Kur’ân hürmetine.
Allah’ım! Okuduğumuz ve tilavet ettiğimiz Kur’ân’ın
sevabını ve nurunu Efendimiz Hz. Muhammed (a.s)’in ruhuna ulaştır. Ve onun
kardeşleri olan tüm peygamberlerin (a.s) ruhlarına ulaştır. Ve Peygamberimiz
(a.s)’in ehlinin, çocuklarının, hanımlarının, ashabının, tabiinin ve bütün
zürriyetinin ruhlarına ulaştır.
Hayatta olan veya vefat etmiş olan babalarımızın,
annelerimizin, kardeşlerimizin, evladımızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin,
dostlarımızın, hocalarımızın, üzerimizde hakkı olan herkesin ve Müslüman olan
bütün kadın ve erkeğin ruhlarına ulaştır.
Ey ihtiyaçları gideren Allah! Ey dualara icabet eden Allah! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Dualarımızı kabul et. Tüm peygamberlere salât ve selam olsun.
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.
Ey ihtiyaçları gideren Allah! Ey dualara icabet eden Allah! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Dualarımızı kabul et. Tüm peygamberlere salât ve selam olsun.
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.
Fatiha denir ve Kur’an’ın birinci suresi (Fatiha)
okunur.
HATİM DUASI
Yüce Allah’ın son kelamı olan Kur’ân-ı Kerim’i okumak, ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Hatta selef âlimlerinin ifadelerine göre ibadetler içerisinde hiç birisi Kur’ân okumaya denk değildir. Nitekim âyette de, Kur’ân okumanın asla zarar etmeyecek bir kazanç olduğu belirtilmiştir: “Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” (Fâtır, 35/29)
Bir başka âyette ise müminler, gece hayatlarını Kur’ân ile meşgul olarak geçirdikleri için övülürler: “Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.” (Al-i İmrân, 3/113)
Kur’ân okumanın, Müslümanların asla vaz geçemeyeceği bir görev olması gerektiğini beyan eden Peygamberimiz (a.s), şu güzel benzetmeyle bizleri Kur’an okumaya teşvik etmiştir:
“Kur’ân okuyan mü’min, kokusu ve tadı güzel olan turunç gibidir. Kur’ân okumayan mü’min, tadı güzel ve fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân okuyan münafık, kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen otu gibidir. Kur’ân okumayan münafık ise, kokusu olmayan acı yaban keleği gibidir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 36, Tevhid, 57)
Kur’ân-ı Kerim’in hatmedilmesi ve sonrasında yapılacak uygulamayı belirten bir hadiste, İbn Abbas (r.a)’dan rivâyete göre, bir adam Peygamberimiz (a.s)’e, Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir, diye sordu. O da: “Konup göçendir” dedi. O kişi: Konup göçen kimdir, diye sorunca, Peygamberimiz (a.s): “Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır” dedi” (Tirmizî, Kıraat, 4)
Bu hadisin müjdesine nail olmak ümidiyle Müslümanlar son sureyi (Nâs Suresi) okuduktan sonra Fatiha ile Bakara Suresinin başından ilk beş âyeti okumaktadırlar ki, halk arasında bu uygulama oldukça yaygın bir hale gelmiştir.
Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis ile sahabe ve tabiinden nakledilen birçok rivâyete göre, Kur’ân’ın hatminden sonra dua etmek sünnettir. Kuvvetli derecede müstehab olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr, s.136)
Hatim bittikten sonra, duanın kabul olma şartlarına da riâyet ederek, hatim duasına şu cümlelerle başlamak uygun görülmüştür:
Okunuşu: Sadekallâhü’l-‘azîm ve belleğa Rasûlühü’l-Kerîm.
Ve nahnü ‘alâ zâlike mineş-şâhidîn.
Rabbenâ âmennâ bimâ enzelte vet-teba’ner-Rasûle fektübnâ meaş-şâhidîn.
Anlamı: “Yüce olan Allah şüphesiz doğru söylemiştir. Onu Peygamberimiz (a.s) bize ulaştırmıştır.
Biz de bu duruma şahit olanlardanız.
Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz. (Al-i İmrân, 3/53)
Ya da kısaca:
Okunuşu: Sübhâne Rabbiyel-‘aliyyil-â’lel-vehhâb.
Anlamı: “Yüce, ulu ve lütufkâr olan Rabbimi tesbih ederim” dedikten sonra duaya başlanır.
Yukarıdaki kısa hatim duasından başka, bir örnek olarak aşağıda yer alan Arapça hatim duası veya Türkçesi de okunabilir:
Okunuşu: “El-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkibetü lil-müttekîn. Velâ ‘udvâne illâ ‘alezzalimîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘âlihî ve sahbihî ecme'în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente’t-tevvâbür-Rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın müstekîm. Bi beraketil-Kur’ânil-‘azîm.
Ve bi hürmeti men erseltehû rameten lil-‘âlemîn.
Va’fü ‘annâ yâ Kerîm. Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ ekramel-ekramîn.
Allâhümme zeyyinnâ bi zînetil-Kur’ân.
Ve ekrimnâ bi kerâmetil-Kur’ân.
Ve şerrifnâ bi şerâfetil-Kur’ân.
Ve elbisnâ bi hil’atil-Kur’ân.
Ve edhilnel-cennete bi şefâatil-Kur’ân.
Ve ‘âfinâ min külli belâid-dünyâ ve ‘azâbil-âhirati bi hurmetil-Kur’ân.
Verham cemî’a ümmet-i Muhammedin yâ Rahîmü yâ Rahmân.
Allâhümec’alil-Kur’âne lenâ fid-dünyâ karînâ.
Ve fil-kabri mûnisâ.
Ve fil-kıyâmeti şefî’ân ve ‘ales-sırâti nûrâ.
Ve ilel-cenneti rafîkâ.
Ve minennâri sitran ve hicâbâ.
Ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ. Bi fadlike ve cûdike ve keramike yâ Kerîm.
Allâhümmeh-dinâ bi hidâyetil-Kur’ân.
Ve neccinâ minen-nîrâni bi kerâmetil-Kur’ân.
Verfa’ deracâtina bi fadîletil-Kur’ân.
Ve keffir ‘annâ seyyiâtinâ bi tilâvetil-Kur’ân. Yâ zel-fadli vel-ihsân.
Allâhümme tahhir kulûbenâ.
Vestur ‘uyûbenâ.
Veşfi merdânâ.
Vekdi duyûnenâ.
Ve beyyid vücûhenâ.
Verfa’ deracâtina.
Verham âbâenâ.
Veğfir ümmehâtinâ.
Ve eslih dînenâ ve dünyânâ.
Ve şeddid şemle a’dâina.
Vehfaz ehlenâ ve emvâlenâ ve bilâdenâ min cemî’l-âfâti ve’l-emrâdi ve’l-belâyâ.
Ve sebbit akdâmenâ, ven-surnâ ‘alel-kavmil-kâfirîn. Bi hurmetil-Kur’ânil-‘azîm.
Allâhümme belliğ sevâbe mâ kara’nâhü.
Ve nevvir mâ televnâhü ilâ rûhi seyyidinâ Muhammedin sallâllahü te’âlâ ‘aleyhi ve selem.
Ve ilâ ervâhi cemî’ı ihvânihî minel-enbiyâi vel-murselîn. Salevâtullâhi ve selâmühû ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve ashâbihî ve etbâ’ıhî ve cemîı’ zürriyyâtihî rıdvânullâhi te’âlâ ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âbâinâ ve ümmehâtinâ ve ihvâninâ ve ehavâtinâ ve evlâdina ve akribâinâ ve ehibbâinâ ve asdikâinâ ve esâtîzinâ ve limen kâne lehû hakkun ‘aleynâ ve li cemî’ıl-mü’minîne vel-mü’minâti vel-müslimîne vel-müslimâti, el-ahyâi minhüm vel-emvâti.
Yâ kâdiyel-hâcâti! Yâ mücîbed-d’avâti! İstecib du’âenâ bi rahmetike yâ erhamer-râhimîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn. el-Fatiha
Anlamı: Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. İyi sonuç müttakilerindir. Düşmanlık ancak zalimler içindir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’e, onun bütün ehl-i beytine ve ashâbına salât ve selâm olsun.
Ey Rabbimiz! Bizden ibadetlerimizi kabul buyur! Şüphesiz ki sen her şeyi işiten ve her şeyi bilensin.
Ey Mevlamız! Bizim tövbelerimizi kabul eyle!. Şüphesiz ki sen tövbeleri çok çok kabul eden ve merhametli olansın. Bize hidâyet ver! Hak yola ve sırat-ı müstakime ulaşmayı bizi muvaffak eyle!. Yüce Kur’ân’ın hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Peygamber hürmetine.
Ey Kerim olan Allah! Bizi bağışla. Ey Rahim olan Allah! Bizi bağışla. Ey ikram edenlerin en keremlisi olan Allah! Lütfunla ve ihsanınla bizim günahlarımızı bağışla.
Allah’ım! Bizi Kur’ân süsü ile süsle. Kur’ân ile bize lütfet! Kur’ân ile bizi şereflendir. Kur’ân elbisesini bize giydir. Kur’ân hürmetine bizi cennetine koy. Kur’ân hürmetine dünyadaki belalardan ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in tamamına merhamet et.
Allah’ım! Kur’ân’ı bize dünyada yoldaş eyle. O’nu bize kabirde dost eyle. Kıyamet günü onu bize şefaatçi kıl, sırat köprüsü üzerinde onu bize nur eyle. Cennette onu bize yoldaş eyle. Cehennem ateşine karşı onu bize perde ve engel kıl. İhsanın, cömertliğin ve keremin ile tüm hayırlı yollar için onu bize önder kıl.
Kur’ân hidâyeti ile bizi hidâyete eriştir. Kur’ân’ın hürmetine bizi ateşten koru. Kur’ân hürmetine bizim derecemizi yükselt. Okunan Kur’ân hürmetine günahlarımızı bağışla. Ey Lütuf ve ihsan sahibi!.
Allah’ım! Kalplerimizi temizle. Kusurlarımızı ört. Hastalarımıza şifa ver. Borçlarımızı ödemeye yardım et. Yüzümüzü aydınlat. Derecemizi yükselt. Babalarımıza merhamet et. Annelerimizi bağışla. Din ve dünya işlerimizi islâh et. Düşmanlarımızın bize saldırısını bertaraf eyle. Ailemizi, mallarımızı, memleketimizi her türlü afetlerden, hastalıklardan ve belalardan koru. Ayaklarımızı sabit eyle, kâfir toplumlara karşı bize yardım et. Yüce Kur’ân hürmetine.
Allah’ım! Okuduğumuz ve tilavet ettiğimiz Kur’ân’ın sevabını ve nurunu Efendimiz Hz. Muhammed (a.s)’in ruhuna ulaştır. Ve onun kardeşleri olan tüm peygamberlerin (a.s) ruhlarına ulaştır. Ve Peygamberimiz (a.s)’in ehlinin, çocuklarının, hanımlarının, ashabının, tabiinin ve bütün zürriyetinin ruhlarına ulaştır.
Hayatta olan veya vefat etmiş olan babalarımızın, annelerimizin, kardeşlerimizin, evladımızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin, dostlarımızın, hocalarımızın, üzerimizde hakkı olan herkesin ve Müslüman olan bütün kadın ve erkeğin ruhlarına ulaştır.
Ey ihtiyaçları gideren Allah! Ey dualara icabet eden Allah! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Dualarımızı kabul et. Tüm peygamberlere salât ve selam olsun.
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.
Fatiha denir ve Kur’an’ın birinci suresi (Fatiha) okunur.
2- EZAN DUASI
أَللّٰهُمَّ رَبَّ هٰذِهِ الدَّعْوَةِ
التَّآمَّةِ وَالصَّلاَةِ الْقَآئِمَةِ اٰتِ مُحَمَّدًا الْوَسِيلَةَ
وَالْفَضِيلَةَ وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذ۪ى وَعَدْتَهُ
Arapça Okunuşu:
"Allâhümme Rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmmeh, ve's-salâti'l-kâimeh, âti Muhammedeni'l-vesîlete ve'l-fadîlete, veb'ashü makâmem-mahmûdeni'l-lezî va'adteh.”Anlamı:
“Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın sahibi!
Muhammed'e vesîle'yi ve fazîleti ver. O'nu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmûd üzere
dirilt"
- Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) anlatıyor: Hz.
Peygamber (s.a.v.) bir şey yeyip içtikten sonra şu duâyı okurdu:
Okunuşu: Elhamdü lillâhillezî et’amenâ
ve sekânâ ve cealenâ müslimîn
Elhamdü lillâhi hamden kesîran mübâreken fîhi, ğayra mekfiyyin, ve lâ müveddein ve lâ müsteğnen anhü Rabbenâ.
Elhamdü lillâhi hamden kesîran mübâreken fîhi, ğayra mekfiyyin, ve lâ müveddein ve lâ müsteğnen anhü Rabbenâ.
El-Hamdü lillâhillezî et‘amenî
hâzat-taâme ve razakanîhi min ğayri havlin velâ kuvvetin
Anlamı: "Bize yedirip içiren ve bizi
Müslümanlardan kılan Allâh'a hamdolsun”(Tirmizî, Daavât 5
5; Ebû Dâvud, Et'ime 5 2
; İbnu Mâce, Et'ime 16 )
“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip
artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz. ” (Buhârî, Et`ime 54.;Ebû Dâvûd, Et`ime 52 (3849); İbni
Mâce, Et`ime 16)
“Bu yiyeceği bana yediren ve tarafımdan hiçbir güç
ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allâh'a hamdolsun” derse geçmiş
günahları affolunur" dedi.”(Ebû Dâvud, Libâs 1; Tirmizî, Da'avât
55; İbnu Mâce, Et'ime 16)
Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:
Bizleri yokken vareden, bizlere yedirip-içiren Yüce
Rabbimize hamdolsun, Kâinatın efendisi sevgili peygamberimize salât ve selâm
olsun. Mağfiret ve rahmet bütün Müslüman kardeşlerimizin üzerine olsun.
Ya Rabbi! rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına
yönelenleri boş çevirmezsin. Biz aciz kullarız, Senin sonsuz ikram ve ihsanına
muhtacız. Bizlere dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan eyle!
Ey güzel Rabbimiz! Bu sofrada tattırdığın nimetlerin
daha güzellerini ebedî mutluluk yurdu olan cennetinde de tatmayı bizlere nasip
eyle!
Ya Rabbi! bu helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve
Sana kullukta bulunabilmeyi bizlere nasip eyle!
Ya Rabbi! Bu sofranın hazırlanmasında emeği geçen
kardeşlerimizin kazançlarına bereket, kendilerine sağlık huzur ve mutluluk
ihsan eyle! Âilelerinden âhirete göç edenlere ve geçmişlerimize merhamet eyle!
Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü
verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl edersin.
Bizleri; aziz kıldığın ve nimet verdiğin kullarından eyle!
Ya Rabbi! Bizleri nimetlerinden mahrum eyleme. Sağlık,
huzur ve mutluluğumuzu daim eyle.
Ya Rabbi! Bizleri, mümin kardeşlerimizi ve tüm
insanlığı her türlü kaza, bela, afet ve musîbetlerden muhafaza eyle! Barış ve
esenlik dolu bir dünyada yaşayabilmemizi bizlere lutfeyle!
Amin ve selâmün alel-mürselîn vel-hamdü lillâhi
rabbil-âlemînel-Fatiha.
Nikâh merasimi için
gerekli şartlar sağlandıktan sonra bu merasimi icra edecek yetkili kişi,
evlenme ile ilgili en az birer âyet ve hadis zikrederek, nikâh sözleşmesinin
şartlarından, aile kurmanın ve evliliğin öneminden bahseder. Şahitler ya da
topluluk huzurunda evlenecek çiftlerin olurunu alır ve aşağıdaki duayı okur:
Okunuşu: el-hamde lillâhi vessalâtü vesselâmü ‘alâ
Rasûlina Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve ashâbihî ecme’în.
Ve ne’ûzü billâhi min şurûri enfüsinâ ve min seyyiâti
a’mâlinâ.
Ve neşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve neşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve Rasûlühü.
Ve neşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve neşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve Rasûlühü.
Allâhümmec’al hâzel-‘akde meymûnen mübârakâ. Vec’al
beynehümâ üfleten ve mahabbeten ve karârâ. Velâ tec’al beynehümâ nefraten ve
fitneten ve firârâ.
Allâhümme ellif beynehüme kemâ ellefte beyne Âdeme ve
Havvâ ve kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallâhü ‘aleyhi ve selleme ve
Hatîcetel-kübrâ radiyallâhü ‘anhâ ve beyne ‘Aliyyin radıyallâhü ‘anhü ve
Fatımetez-Zehrâ radıyallâhü ‘anhâ.
Allâhümme a’tı lehümâ evlâden sâlihâ. Ve ‘umran tavîlâ. Ve rizkan vâsi’â
Allâhümme a’tı lehümâ evlâden sâlihâ. Ve ‘umran tavîlâ. Ve rizkan vâsi’â
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate
a’yünün vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ.
Rabbenâ âtinâ haseneten ve fil-âhırati hesaneh. Ve
kınâ ‘azâben-nâr.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Anlamı: “Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz.
Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun.
Nefsimizin şerlerinden ve kötü amellrimizden Allah’a
sığınırız.
Bir tek Allah’tan başka ilah olmadığına ve Onun ortağının bulunmadığına şahadet ederiz. Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve resulü olduğuna da şahadet ederiz. (bk. Ebû Davut, Nikâh, 33;İbn Mâce, Nikâh, 19; Tirmizî, Nikâh, 16)
Bir tek Allah’tan başka ilah olmadığına ve Onun ortağının bulunmadığına şahadet ederiz. Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve resulü olduğuna da şahadet ederiz. (bk. Ebû Davut, Nikâh, 33;İbn Mâce, Nikâh, 19; Tirmizî, Nikâh, 16)
Allahım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Bu çiftler
arasında ülfet/geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, aralarında
nefret, geçimsizlik ve ayrılık var eyleme.
Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Adem (a.s.) ile Havva; Hz. Muhammed (a.s.) ile Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki var olan ülfet, geçim ve kaynaşma var eyle.
Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle.
Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Adem (a.s.) ile Havva; Hz. Muhammed (a.s.) ile Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki var olan ülfet, geçim ve kaynaşma var eyle.
Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle.
Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz
aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkan, 25/74)
Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ve nimet
ver, ahirette de iyilik, ğüzellik ve nimet ver ve bizi cehennem azabından kor. (Bakara, 2/201)
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların
nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd,
alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Sâffât, 37/180-182)
0 Comments
Yorum Gönder